Gündem

28 Ekim 2011 Cuma

Flu...


         Kafa yorgunluğu bendeki. “Çok yürüdüm,ayakta kaldım,ders uzadıkça uzadılar ” beynimdeki bulanıklığı ört bas etmek için. Kendimle kalınca anlıyorum kafamda ne büyük bir ağırlık taşıdığımı. Omuzlarımda değil artık yüklerim,kalbimde ağırlaşmıyor. Hepsini çöpe atar gibi beynime atmışım,hor kullanmışım,yıpratmışım. Fedakarlık etmişim kalbim için;ağırlaşmasın daha fazla yorulmasın diye. Fazla gelmiş bazı seyler.
         Sinyaller hiç iyi gelmiyor,en çok da uyumaya çalışınca başlıyor bu hastalığın belirtileri. O zaman komaya giriyor beyin gözlerini kapattığın anda başlıyor nöbetin. En çok geceleri yoruluyor kalple beyin.
         Kendimle kalmanın iyi geldiğine tereddütteyim artık. Sese,gürültüye,kalabalığa da gelemiyorum bu ara beynimi kemirircesine rahatsız ediyor. Huzur,sükunet daha cazip geliyor. Ama maymun iştahlı bendeki kalple beyin. Sessizliği buldukları anda kıran kirana bir mücadeleye tutuşuyorlar. Yorgunluğu ve uykusuzluğu da bana bırakıp onlar da susuyorlar bu sefer. O zamanda ya kalemim isyan ediyor ya dilim. Birinden birini özgürlüğüne kavusturuyorum aklımın iplerini salmamak için. Bir iki çift laf etmeye yelteniyorum o da boş çıkıyor bu aralar kalem hep galip geliyor.
         Susmak erdem miş ne böyle ogretmislerdi ya bize belki bir faydası olur diyorum. Ve susuyorum… Gece gündüz birbirine karışıyor,susuyorum…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder