Son zamanlarda “gözlemleme”nin cılkını çıkardığımı hissetmem için,bir sohbet sonrası kendimle kalmam yetti. Başkalarının ilişkileri benim hayatımın neden bu kadar içinde? Ben çok kaptırıyorum kendimi , bir yerde otururken gözüm çok mu takılıyor başkalarının hayatlarına, çok dinleyip ,çok sahiplenip, çok mu yorum yapıyorum acaba? Bunun iyi olup olmadığına hala cevap bulamadım ama yapmaktan da vazgeçmiyorum.Elimde olmadan irdelemeye başlıyorum çevremde olup bitenleri.Ondan mı çok yorgun kalkıyorum sabahları?
İnsan her şeyi elinde istiyor.Aklından geçen ne varsa onun hayalini kurması,istemesi istediği şeyler maddi olduğu sürece bir yere kadar.Ama istediği,hayalini kurduğu,aklında yarattığı kalıba sokmaya çalıştığı şey insansa…Karşımızdaki insanı beynimizde şekillendirdiğimiz gibi anımsamak, öyleymiş gibi davranmak gibi bir hastalığımız var bizim.Bulaşıcı ve farkına varmadığımız sürece beynimizi kemiren ”bencil” bir insana dönüşümün yolculuğuna kaptırıyoruz kendimizi.
Bir insanı beyninde yarattığın kalıba sığdırıp şekillendirmek bencillik mi yoksa karşı taraftan ilişkin için beklediğin fedakarlık mı? Fedakarlıkla bencilliği birbirine karıştırdığımız için mi sürekli karşımızda beliriveriyor aynı kabus? Karşı tarafın omuzlarına bütün sorumluluğu yükledikten sonra kendimizi akladığımızı zannederek yaşadığımız o saman alevi “huzur” ne kadar tatmin ediyor bizi?
Çözüm ürettiğimizi zannedip işlerin daha da içinden çıkılmaz bir hal almasını daha ne kadar “3 maymun” oynayarak izleyeceğiz.Hiç bir şey olmamış gibi davranmayı çözümden saymadığımız zamanlar da olacak mı?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder