Gündem

30 Mayıs 2012 Çarşamba

Küçük bir "es" ...

     Bazen "iki dinlemeli bir susmalıymış insan".Sabırla dinleyip ağzını açtığın anda karşındaki insan söylediklerine kapatır kulaklarını.Duymaz,çünkü kendi kafasında kalıplaştırdığı cümleler değildir söylediklerin.İstemez o cümlelerden başkasını.Savunması senin  onu  anlamaman  olur.Senin  söylediklerin havada kalır,uçar gider.O cümlelerin yakınından bile geçmiyorsa söylediklerin,en  şeffaf cümleleri kursan bile faydasız. Bazen o sustuktan sonra sende yutacaksın cümleleri.Hazmedemeyeceksin,içinde tufan kopacak belki,uykuların  kaçacak,çığ olup büyüyeceğini bile bile susup zamanını bekleyeceksin.Bir ucundan tutup düzeltmeye çalıştığın şey bir değil iki olacak.Onun yükü varken omuzlarında senin  yükünü de ekleyeceksin  şimdi omuzlarına.Zor olacak,beklemeye katlanamayacaksın,için içini yiyecek ama  susacaksın.Çünkü biliyorsundur artık,söylediklerin adeta duvara çarpmış gibi  geri dönüyor sana.Bakacaksın ki geri dönüş yok ,anlamsız kurduğun  tüm  cümleler o zaman  susacaksın.İçine akıtacaksın,kendi kendine konuşacaksın belki.Belki ona  değilde başkasına  haykıracaksın  içinde ne  var  ne yoksa,ona haykırıyormuşçasına.Yazacaksın belki karşında o  varmışçasına.Ama ona tek kelime  bile  edemeyeceksin,düğüm  düğüm olacak boğazında kelimeler,susacaksın.


    Konuşmaların o karmaşık,gürültülü melodisine bir "es" vermeli bezen.Yutkunmalı,nefes almalı ard arda yorulana kadar.Bir şey söyleyecek dermanın kalmayana kadar nefes almalı.Gözlerini kapatıp sabretmeli,fırtınanın  dinmesini beklemeli.Güneşi görene kadar çığlıklarını içinde büyütmeli.
    
     Bazen "iki dinlemeli,bir susmalı insan"...

9 yorum: