Gündem

25 Ekim 2011 Salı

Elde Var Sıfır...



         ”Neyse” deyip geçmeyi yeğlerdim.O kadar pervasız olup,canı yanmayanlardan ,”sükunetin hala altın olduğuna inananlardan”…Bildiklerimizin dışında çoğu şey.Aklımızda büyütüp beslediğimiz dünyadan fizan kadar uzak “gerçek”.
        İlişkilerin iki kişi arasında yaşandığına inancım nasıl yok olabildi.Nasıl bu kadar çabuk yıkıldı tabular? İki kişi arasında değil her insan kendiyle savaş veriyor günümüz modasında. “Biz” kavramını ağzına küfürmüşçesine almaktan korkanlar var.”Ben” var artık.”Benim doğrularım”,”benim düşüncelerim”,”senin sorunların”. ve daha da acısı “benim hayatım” var. İki kişinin verdiği ortak karar sonucu girdikleri ilişkinin içinde ” benim hayatım” var. “Biz” temelli cümlelerden korkan,bencilliği kendine hobi edinmiş taraflar var artık.Bütün bunlarla ; boğazında düğüm düğüm kalmış ve kalmaya da devam eden,sessizliğe geçit vermeyen cümlelerinle mi başa çıkacaksın?
         ” Sertap Erener/Yalnızlık Senfonisi” girer devreye…(ışıklar kapanır,uzun bir nefes…, diyaloglar beynini istila eder,geceye yenik uykuya hasret …yeni bir gün başlar.) Yeni bir eziyeit “Sıla/Ne Çok” çalmasıyla başlar.Geceye hoşgeldin,güne merhaba sonatı : “Tarkan/Beni anlama” …

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder