Gündem

24 Ocak 2013 Perşembe

Okuma Köşeleri :)

     Hava buz.Dışarda tir tir titreyip haftasonları dışarı çıkmayı da göze alamaz olduk.Evlerimize tıkılıp kendimizi bitmek  bilmeyen filmlere adıyoruz.Bir de bu sayede kitaplara gömülmemiz için istemediğmiz kadar vaktimiz var.
     Ev rahatlığı kadar  olmasa da  dünyanın  en güzel okuma köşeleri takıldı gözüme.Bakınca hemen kendini yapıştırıveriyorsun fotoğraflara.Hayal kurmak için bir kaç dakika mola;)









19 Ocak 2013 Cumartesi

"Sıradakiii" Okunmak için tek sıra lütfen :) (Ocak)

      Kitap ve çikolata dükkanlarında aç zombiler gibiyim.Hepsine birden bilinçsizce saldırasım geliyor,hangi bölüme koşsam,hangi rafa baksam şaşırıyorum.Kitapçılarda kendime hakim olmakta bayağı zorlansam da derin bir nefes alıp sakinleşip ttek tek gezmeye karar veriyorum rafları.Arada çok fazla zaman farkı olmasa da her gittiğimde uzayıp giden  başka bir liste yapıyorum kafamda.Hangi birini ilk sıralara atlatıp satın alcağım konusunda kafamda yine cümbüş var tabi.

Ocak'ın "gözüme takılanlar" listesinin noktasını da nihayet koyabildim :)

1. Hobbit / J.R.R. Tolkien         


                   








2.Yedinci Gün /İhsan Oktay Anar       

3.Hikayem Paramparça / Emrah Serbes  
 



                 






    4.Şeytanı Uyandırma / John Verdon


                           
                                 








        6.Az / Hakan Günday















                                                 
                                                                                                         

 













                                         
                      






17 Ocak 2013 Perşembe

Paşa Gönlüne Mektup / Vol:2

.
.
.

25. Yorumla.Basmakalıp olan ne varsa kabullenmek yerine sor bakalım  kendine;onları boşver sen ne istiyorsun,ne düşünüyorsun önceliğin bu.
26.Sev.Deli gibi sev hem de "aşık olmak" değil kastım,sorgusuz sualsiz "öyle" kabullenmek,sahiplenmek,hayatına dahil etmek bahsettiğim.
27.Zaman tanı.Hayatın  koşuşturmacasında aceleye  getirme her şeyi.Biraz mola ver.Olmuyorsa olduğu yerde bırak biraz nefes al kaldığın yerden öyle devam et.
28.Körü körüne bağlanma hiç bir şeye.Sorgula."Acaba"ların ,"-mı,-mi,-mu,-mü"lerin ,"neden?"lerin ,"nasıl?"ların ışığın senin,yolunu bulman için navigasyonun gibi.
29.İnan.İnandığın şeyler için mücadeleye girmek için hiç  şüpheye düşme." Doğrularım" dediğin şeyler olsun.
30.Kıymet bil.Değer verdiğin ne varsa onlar için 2 kere düşün.Onlar adına attığın her adım sağlam olmalı,değerlerin risk kaldırmaz.
31.Sevdiğin şeyleri yapmak için illa ki birinin kolundan çekiştirmesini bekleme.Robot değilsin sen duyguların,isteklerin,ihtiyaçların,hayallerin var.
32.Bahanelerini yırt at.Gerçekten canın istemiyorsa ona sözüm yok ama üşengeçliğinden erteleme hayatını.
33.Mektup yaz.Şimdilerde toz olup uçup gitmiş bir şey belki ama dünyanın en güzel terapisi mektup yazmak,iletişimin en yalın hali.
34.Hayata bir kere gelindiğine inananlardanım ben.Gözün,kulağın hep açık olsun.Sen önünden geçip giderken belki de orda seni bekleyen bir şeyler var.Keşfet.
35.İnat etme bazı şeyler için.Sen ne dersen öyle ya da böyle dünya dönüyor.İlla ki her şey senin elinde değil ne yazık ki,boşuna  kavga  etme  kendinle.
36.Beceremiyorumların arkasına saklanma yeni bir dil öğren.Biliyorum ben  söyleyince ilham gelmiyor ve  bülbül  gibi  şakımıyorsun,ben de beceremiyorum ama  deniyorum hiç olmazsa,o başkaldırırsa sen de isyan  çıkar:)

...


16 Ocak 2013 Çarşamba

Paşa Gönlüne Mektup / Vol:1

  1. Hatırla.Günlük tutmak "unutma"nın  tek  devası.
  2. Resim çiz ya da karala.Karakaleme,kömüre bulansın  ellerin.Zararsızlar korkma.
  3. Evde film keyfi.Ağla salya sümük,kork battaniyenin içine  sin,rahatça ses çıkartarak  hüpürdet  mısırlarını:)
  4. Hareketlen. Koş,alabildiğine yürü,spor salonuna yazıl,evde kendi kendinin  hocası  ol.Ne yaparsan yap  ama  durağan olma.
  5. Yemek yap ya da  öğren.Hiç olmadı  sadece dene ufacık bir  uğraş ver.Elinin hamuruyla  mutfağa dal.
  6. Müzik.Komşularına aldırmadan ,karga sesine bakmadan  inlet  evi şarkılarınla. Not: Arada kuraldışılık iyidir.
  7. Biriktir.Ufak tefek de olsa bir şeyi  ya da  birini hatırlatan çöp diye tabir ettiğin şey bile  saklı  kalsın bir yerde.
  8. Yaz. Kendi kendine konuşmanın  en sağlıklı yolu:)
  9. Sosyal medya çığlıklarını  duysun. Blogda,twitter da ya da  her  ne kullanıyorsan  sivril. Yazmaktan korkma.
  10. Gez.İster sırt çantasıyla  ister şık bavulunla,paranın yettiğince gönlünün istediği yeri gönlünün  istediği kişiyle keşfet.
  11. Oku. Oku,düşün,yorumla,tartış. Kitaba sarılmanın  kimse bir  zararını  görmemiş en güzel  uyku arkadaşı,kıymetini bil.
  12. Zil zurna sarhoş ol.İç,anlat,abart,ağla,dövün.Beyni devre dışı bırakmanın keyfini çıkar bir kaç saat.
  13. Şükret.
  14. Belgesel izle. Kanalı açıp,kendi haline bırakma.
  15. Seninle hiç alakası olmadığını düşündüğün bir  dergi al. kimbilir  belki keşfetmediğin bir yanın vardır.
  16. Tiyatroyu  es geçme.Ayda bir mutlaka alınması  gereken  dozlardan biri  olarak  reçetene ekle.
  17. Reçetenin bir başka  olmazsa olmazı sinema. Haftada bir gün 2 saatliğine başka  bir  dünyanın  içinde olmak fena  olmasa gerek.
  18. Kalabalık ve en  eğlenceli arkadaş grubunla dışarda yuvarlak masa toplantısı.Hiç fena fikir değil.Not: Masanın şekline  şemaline aldanma zaten  muhabbet  başladı mı kendini kaptırdığın zaman oturduğun  sandalyenin rahatsızlığı bile  batmayacak  sana;)
  19. Not al. Aklına  gelen her şeyi,edebi cümleler kurmak  zorunda değilsin.Bir kelime,küçük bir anahtar sözcük  yeter.
  20. Özle. Sadece özle.
  21. Platonik aşktan herkes hayatında bir kere de olsa küçük  bir  ısırık  almalı.
  22. Sürpriz yap.Para pul  filan  deme,bir  kağıt bir kalem yeter de artar bile.
  23. Az kelime çok anlam.
  24. Bir sözcükle dünyaları anlayabilecek birisi olmalı hayatında.Kanaat et. "Azı karar,çoğu zarar" Atasözleri oku geç  diye  var  olmamış.


Dipnot:Devamı paşa gönlüm fısıldayınca bizzat aktarılacaktır:)

15 Ocak 2013 Salı

A şehrinden B şehrine uzaklık

A. _______________ _ _ _ _ .B

Mesafelerlerle yalnızlık doğru orantılı. Mesafeleri kısaltmadıkça azalmaz yalnızlığın,bir de paylaşılmaz daha kötüsü. İki adım ötende değildir ki hiç bir şey dökülmese de dudaklarından,gözlerin anlatsa özlemini,derdini,iç sıkıntını...
İçin daralsa bir 5 dakika görüşsek diyemezsin,özlesen yarın uyanınca haber ver hemen buluşalım da denmez şimdi,havanın güzelliğine bakıp park bahçe yürünmez,pazarları uzun uzun keyfine vararak kahvaltı edilmez,mutluluk o anda gözdeki o ışıltıyla  paylaşılmaz,üzüntünü sadece gözyaşların  anlatmaz illa ki uzun uzun ifade etmek zorunda kalırsın kendini o durumda...Mesafeler çoğalır,yalnızlık çoğalır...

"Seni bi göresim geldi"lerin sonuna mecburi noktalar konur.

14 Ocak 2013 Pazartesi

Kumandasız Televizyon.

     Beyin garip bir kodlama merkezi.Kumandasının senin elinde olmadığı ve senin ayrılmaz bir parçan olan sınırları olmayan bir şey.Hiç bir zaman %100 olarak kontrolünü sağlayamadığın bir mekanizma.Sokakta yürürken sadece saniyelik olarak hissettiğin gördüğün,kokusunu aldığın herhangi bir şeyi ummadığın bir anda belki seneler sonra pat diye karşına çıkarıyor.

     Beyin anahtar kelimelerden ve film tadında fragmanlardan oluşan bir şey olarak düşünülebilir aslında. Ruhum bile duymadan o kadar çok şeyi özenle katlayıp,raflarına kaldırmış ki her seferinde daha da büyük şaşkınlıkla çözümlemeye çalışıyorum olan biteni.

     Her şeyin bir sıra numarası olan bazen anlam veremediğim,bağlantı kuramadığım şeylerle dolu olan tozlu rafları olan koca bir arşiv barındırıyorum kafamın içinde. Bana ait ama çoğu zaman benim yönetemediğim,bazen istediğimde elimin altında olmayan milyonlarca küçük dosyalar terkedilmeye bırakılmış gibi.Bazen tozlu bir arşivden daha fazlası,başlı başına bir uygarlık oluveriyor.Benim hükmetmem gereken ama bana hükmeden bir zorba.Bazen şehrin en yoğun caddesinde trafiğin kilit noktası;korna sesleri,egzoz dumanı,çığlıklar,çığrından çıkan bir sokak gürültüsü.Bazen milyonlarca kişiden oluşan ve her kafadan bir ses çıkan mahkeme salonu.Bazen senfoni orkestrası dinginliği.Bazen milyonlarca kişinin aynı anda tepindiği,müzik şiddetinin bilmem kaç desibele ulaştığı bir gece kulübü.Bazen uyku hali.Bazen ses çıkmasın diye nefes bile almıyor,o kadar dingin.Bazen çıtımı çıkarmaya kalktığımda elime cetvelle vurmaya hazır despot bir mürebbiye. 

      Özetle huyuna gitmediğimde çok gaddar olduğunu ve canımın yandığını biliyorum.Ve bir de zaaflarına yenik düştüğünde ikimizin de mışıl mışıl uyuduğumuz zamanları. Şımartılmaya çok müsait kendisi tam bir ilgi arsızı.Bunu bilediğimden hep anahtar muamelesi yaptım ona.O da sadık kalıp kilidin nerede,nasıl,neye ait olduğunu sorgulamadan alternatiflerini üretti kapıda kalmamam için.Arada bir huysuz karı kocalar gibi birbirimizi yiyoruz,olsun.Oyun dışı kalmasındansa ufak tefek tartışmaları yeğliyorum çoğu zaman.