Hayat kısa,kuşlar uçuyor ...

Kaliteli yaşam; hepimizin saklandığını varsaydığımız durmadan alakasız yerlerde aradığımız şey şimdilerde. Kendi içimize bakmaksa aklımıza gelen son ihtimal ne yazık ki.

Kaliteli müzik dinleyeceksin,ruhuna dokunacak şarkıların sesini açacaksın Kaliteli yiyeceksin,havyar Fransız şarabı , ıstakozdan değil kastım,mideni çöp kutusuna dönüştürmeden,ruh halinin acısını yemeklerden ve midenden çıkarmadan yiyeceksin.

Kaliteli sohbet edeceksin. Dedikodu zevkli kabul kahvenin yanındaki lokum ve su misali olmazsa olmaz belki biraz bitter çikolata tadında. Ama o kadar 15 dakika dedikodu gerisi biraz senden biraz ondan biraz diğerinden kesitler.Kariyer planları,hayat görüşleri,belki biraz siyaset belki maneviyat belki maddi sorunlar ama çözümleri sadece “ahh” lanıp “vahh” lanarak bir milim öteye gidemeyiz.”keşke “ demek pişmanlık belirtmek çözüm değil,”bundan sonra “ yla başlayan kararlı cümleler seni bir adım öteye taşır.

Kaliteli nefes al.benim param yok cüzdanın durumu belli kartımda limit yok gibi bahaneler seni yerinde saydırır. Hala parklar ücretsiz derin nefesler alarak her nefes verişinde içindeki bütün negatif parçaları dışarı atarak alabildiğine yürü. Eğer biraz daha durumu düzelttiysek bunun en iyi ilacı pilates ve yoga. Hoş bunlar için de paraya ihtiyacın yok. İnternet bağlantısı ve çimlerin üzeri ya da evin salonu . Video açıp gördüklerini tekrarlamak,ve bunu inanarak yapmak çok da zor olmasa gerek.

Kaliteli uyu. Ben öyle biyolojik saatlere filan inanmam . Uyumanın saati yok göz kapakların en zaman kendini taşımakta zorlanıp bırakırsa o zaman uyuyacaksın. Zaten birisi bana erken yat dediğinde sabahlamışımdır hep. Birilerinin dikteleriyle olacak iş değildir uyku,uyku keyif işidir yahu. Yastığa yorgana sarılıp keyifli keyifli uyuyacaksın. Ve cep telefonunu başının ucunda tutma. Sabah baş ağrısıyla uyanınca şikayet etme.

Çevrende ruhunu doyuracak kişiler olacak. Anlam veremediğin,sıkıldığın bir ortamda geçirdiğin her dakika kırıştırıp çöp kovasına atıp bir de üzerine marifetmiş gibi basket diye bağırdığın kağıt parçasıdır. Sana iyi gelmeyen ve aklına yatmayan herhangi bir şey başkaları için çöpe attığın zamanındır.

Bir güne 24 saat az derim ben hep,hiçbir şey sığmıyor içine.Zaman adeta tatile çıkarken içine sürekli bir şeyler sıkıştırıp ,üstünde tepindiğimiz bir bavul gibi davranıyoruz. Ne yaparsan yap,bencil olma vicdanlı bir insansın sen,ama bir şeyi gerçekten istemiyorsan “hayır” diyeceksin sadece 5 harf. Ve sonra tarifsiz bir iç huzuru.Annen,baban ,kardeşin,eşin ,aşık olduğun adam ya da çocuğun ömür yanında olmayacaklar.Onları çok sev,saygı duy,hatırla, söyledikleri her şeye kulak kabart ama bu kadar; karar aşamasında yalnız kal. Sadece aklının ve kalbinin fısıldadıkları arasında kal,başkalarının değil.

 Bir gün hepimiz gözlerimizi sonsuza kadar kapalı tutacağız. Ve sadece vicdan kalacak geriye. İyi bak gökyüzüne zaman geçiyor ,dünya dönüyor değil mi? Ve sen yavaşlatmak için hiçbir şey yapamıyorsun.Gerçek olan şu; senin üzerine doğru yuvarlandığında senin tüm gücünle iteceğin bir kaya parçası değil.